O gün Marmaris’te büyük bir telaş vardı.
-Duydun mu? koşu. Faraf Diba gelecekmiş?
-Ni zaman
-Böğün kız hazırlan hotel Lidya da olacaklarmış öğleye doğru.
- Koş gari koş.
* * *
Macide, Fatma, Sabahat, Durdene hazırlandılar.
- Şaziye sen gelmeyimin?
- Ben ta oralara gidemem, siz anlatırsınız.
- Hadi hadi biz geç kalmayalım. Uzun yalıdan geçeriz, hem denize girenlere bakarız.
- * * *
- -Kaçın kaçın helikopter iniyor kenara geçilin çizgileri aşmayın..
- pırrr pırrr pırrrr
- Toz duman içinde herkes yere eğilmiş. Gözlerini açabilseler Şahı’da Farah diba’yı da belki görecekler.
- Ancak helikopterin Perveleri durmadan dönüyor. Tozdan hiç kimse başını kaldıramıyordu.
Gömlekler etekler şapkalar uçuşuyordu. Helikopter kalkıp gidince şöyle etrafa baktılar elleri yüzlerinde üstünü başını düzeten ahaliden başka kimse kalmamıştı.
- * *
Döndüklerinde Şaziye koşarak geldi.
- Kız Macide gördünüz mü Şahı Kraliçeyi nasıl.
- Tozdan pırrr sesinden başka bi de alacalı çiçekli kırmızı pembe ve sarı dondan başka bi şey göremedik.
- Kız Macide benim elin donuyla ne işim var. İyi ki gitmemişim.