CHP Marmaris İlçe Başkanlığı Sağlık Komisyonu

CHP Marmaris İlçe Başkanlığı Sağlık Komisyonu
14 Mart Tıp Bayramında CHP İlçe Sağlık Komisyonu raporunda çarpıcı tespitler yer verildi

 

CHP Marmaris İlçe Başkanlığı Sağlık Komisyonu iktidarın sağlık politikalarına ilişkin hazırladığı raporu açıkladı. Raporda özetle Ak Parti iktidarının koruyucu sağlık hizmetlerinden çok tedavi edici sağlık hizmetine yöneldiği tespitine yer verilerek, “İktidar bu sağlık politikası ile vatandaşa adeta, ‘hastalanın ki sağlık tekellerine para kazandıralım” demektedir.

Hasan CEYLAN
CHP Marmaris İlçe yöneticileri 14 Mart Tıp Bayramı dün bir basın açıklaması yaptıktan sonra Hastaneleri gezerek sağlık çalışanlarının gününün kutladılar

İlçe binasında yapılan basın açıklamasına CHP ilçe yönetim kurulu üyeleri tam kadro katıldı İlçe Başkanı Candan Yürekli toplantıda 14 Mart tıp bayramı vesilesiyle Sağlık komisyonlarının hazırladığı raporun açıklanacağını söyleyerek sağlık çalışanlarının tıp bayramının kutluyorum.” Dedi

 Bu kısa açıklamanın ardından CHP Marmaris İlçe Başkanlığı Sağlık Komisyonu iktidarın sağlık politikalarına ilişkin hazırladığı raporu açıklandı ilçe yönetim kurulu üyesi Müjgan Gurgan tarafından açıklanana raporda özetle şu ifadelere yer verildi

AKP'nin 10 yıllık sağlık yalanları: Halk hapı yuttu!

AKP kurmayları ve Başbakan Erdoğan, miting kürsülerinde "artık hastane kapılarında beklemek yok" diyerek "sağlıkta dönüşüm"ü överken, 10 yıllık AKP iktidarında sağlık parası olanın erişebileceği bir hizmet haline geldi., Halkın sağlık hizmetlerinden memnuniyetini sağlayan şeyin, koruyucu sağlık hizmetleri yerine tedavi edici sağlık hizmetlerine; yani hekime, ilaca ve tıbbi teknolojiye ulaşımın kolaylaştırılması ve artırılması olduğu açıktır

"Hastalıkların tedavisinden önce hastalıkların ortaya çıkmasının önlenmesi" ilkesi gereği koruyucu sağlık hizmetlerine yatırım yapmayı gerektirir. Ancak bu şu sonucu doğurur ki tedavi hizmetlerine gerek kalmaz yani birilerinin; özel hastanelere, pahalı tıbbi tetkiklere,  kârlı ilaçlara yapacağı ödemelere gerek kalmayacağı için, Sağlık kârlı bir iş olmaktan çıkar, AKP iktidarının sağlık alanına yaklaşımı ancak, "hastalanın ki sağlık tekellerine kazandıralım" şeklinde özetlenebilir. AKP iktidarında toplumsal kaynakların önemli bir bölümü özel sağlık sektörüne ve ilaç harcamalarına kullanıldı.

AKP iktidarı Türkiye'yi, sağlık harcamalarının yıllık artış oranı bakımından OECD ülkeleri içinde ikinci sıraya yükseltmeyi "başardı".

Özel hastaneler bizzat AKP iktidarı tarafından, "muayene ve tedavi olunmak istenen" yerler olarak belirlendi. Ama "istenilen hastanede muayene ve tedavi"nin yüksek faturaları kabullenme şartıyla olduğu detayı nedense atlanmıştı.

Sağlık sigortalı hastalar eskiden öncelikle devlet ve üniversite hastanelerinde, sevk almak koşuluyla da sözleşmeli özel hastanelerde muayene ve tedavi olabiliyorlardı. AKP iktidarında Sosyal Güvenlik Kurumu'yla sözleşme imzalayan tüm özel sağlık kurumlarında muayene ve tedavi olabilen hastaların tek "küçük" sorunu ise, hastanede işlemleri bitince önlerine konulan "sürpriz" faturalar...Artık herkesin istediği hastanede muayene ve tedavi olabildiği" yönündeki bu propaganda onları içermiyor, Özetle, bir hizmet talep ederken herkesin haddini bilmesi gerekiyor,

"Hastanelerde rehin kalma ayıbına son verilmesi"

Tedavi faturasını ödeyemeyen hastaları artık rehin kalmaması AKP'nin bir "başarısı" ise de, yüksek faturaları ödeyemeyen hastalara rehin kalma ayıbından kurtulmak için bulunan "senet imzalatma" yolu ve icra memurları ile tanışma süreci, bu yolla da ödeme gerçekleştirilemezse, hastalara cezaevi yolunun görünmesiyle son buluyor

Devlet Hastanesini, Özel Hastane mantığıyla işletmenin temelinde yatan, Özel Hastanelerin kurulma gerekçesi nasıl “para kazanmak” ise, bundan sonra Devlet Hastanelerinin de temel görevi para kazanmak olacak

“Biz de diyoruz ki Devletin görevi sağlık hizmetlerinden para kazanmak değil, Vatandaşa sağlıklı, sağlık hizmeti vermek olmalı”.

Sağlıkta dönüşümden en fazla etkilenen ise, sağlık çalışanları. Yarın neyle karşılaşacağını göremeyen sağlık çalışanlarının sağlığını Sağlık Bakanlığı bozdu. Dolayısıyla bu durum vatandaşa da belirsizlik ve olumsuzluk olarak yansıdı. Sağlık alanındaki yapılan yanlış uygulamaların sağlık çalışanları cephesindeki karşılığı, hükümetin piyasacı uygulamalarının sonuçlarına tepkilerin ve en önemlisi şiddetin, asıl suçlulara değil de sağlık çalışanlarına yönelik artışı şeklinde gerçekleşti. Sağlık çalışanları bir yandan hükümetin emek düşmanı politikalarının hedefi olurken, bir yandan da saldırılar ve cinayetlerle tanıştı.

Doktora ve hemşireye şiddet her geçen gün arttı. Bu şiddet sonucu ölen doktorlar bile oldu. Performansa dayalı bir muayene sistemi getirildi. Bu tıp camiasında ticari bir eğilim oluşturdu. Rekabetçi, yarışmacı bir sistem gelişti.

Eczacılar hiç olmadıkları kadar sıkıntı çektiler. Adeta buna işkence diyebiliriz. Sürekli değişen kanunlar, yeni uygulamalar, SGK kesintileri, bozuk ve sıkıntılı medula sistemi, muayene ücretleri, cezalar, ilaç fiyat düşüşleri, ilaç karlılık düşüşleri, iskonto düşüşleri ve sağlıktaki her yeni uygulamanın kobayı olarak öne çıkan tek yapı; eczane

Eczacıları ilk günden beri mağdur eden medula sistemi de geçtiğimiz günlerde değiştirilme kararı ile eczacıları sevindirdi, ancak yeni sistemle ilgili endişeli bir bekleyiş içindeler.

Tasarı, kamu-özel işbirliği modeli çerçevesinde; Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarınca yapılmasına ihtiyaç duyulan tesislerin Hazine'nin özel mülkiyetindeki taşınmazlar üzerinde 49 yılı geçmemek üzere yaptırılması, mevcut tesislerin yenilenmesine ilişkin usul ve esasları düzenliyor.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.