Haberi yok benim halim nicedir
Gelen geçen sorar vay derdin nedir
Söyleyemem kimseye, caresi bir tek sende
Azıcık git öteye, benden uzak bir yere
------------
Yüreğimi pare parelendirdin
Ocağına incir ağcını diktin
Söyleyemem kimseye, derdim dermanım sende
Azıcık git öteye, benden uzak bir yere
------------
Cennet mekanın olsun
Git gönlüm huzur bulsun
Cennet mekanın olsun
Benden uzak dur ne olursun
Ne olursun
Ne güzel bir duadır "Cennet mekanın olsun".
Yukarıda yazdığım dizilerde dile getirmek istedim bu duayı. Ama biraz ironi kattım işin içine. Bazen uzaklaşmak isteriz ama söyleyemeyiz. Bıkkınlık, usanmışlık ve daralmışlık içerisinde kalırız ya hani, hani dayanma sınırımızı zorlamaya başlamıştır, cevap verecek takatimiz kalmamıştır. Git dersin gitmez, yapışık kardeş gibi bir hal almıştır artık bu vaziyet. Sen
yollarsın, o bumerang gibi döner yine seni bulur. Hem seversin, hem daralırsın. Keşke bu kadar üstüme üstüme gelmese dersin ama anlamaz. Susarsın, neden böylesin der. Başına ağrılar girer, neyin var ki der. Derdine derman olayım diye daha da ayrılmaz dibinden. Halbuki derdimin dermanı sensin. Azıcık uzaklaş ruhum huzura etsin. Bi koyver beni artık, bi sal beni dersin içinden. Bu iç sesin kocaman bir of olarak dile gelir. Of ki ne of...
Değer vermesen yüzüne de söylersin. Kırılmış, kırılmamış umurunda mı... Ama olmaz işte. İstersin ki kendisi anlasın ve bir rahat versin sana. Malesef anlamaz.
Laftan anlamayanın sonu kötektir misaline de dönmesin mesele. Kötülük girmesin araya. Bi git yahu noktasıdır bu.
Böyle bir durumda onu hayırlarla uzaklaştırmanın duasını yazdım aslında. Bu güzel bir temennidir. Allah'ım sen bunu güzelliklerle ve iyilikle benden uzaklaştır demektir.
Rabb'im seni cennetine kabul eylesin. Seni cennetle müjdelesin. Benden uzak, Allah'a yakın ol demenin biraz daha kibarcası da diyebiliriz bir bakıma.
Yalancı mıyım?