• BIST 8800.18
  • Altın 2239.515
  • Dolar 32.3387
  • Euro 35.0829
  • Muğla 14 °C
  • İzmir 16 °C
  • Aydın 17 °C
  • İstanbul 15 °C
  • Ankara 12 °C

CEHALET GEÇER AMA KÖTÜLÜK GEÇMEZ

Korcan Yiğit

 

 

 

 

 

 

Yolda gidiyorsun; it seni ısırdı, sen de dönüp iti ısıracak mısın! O zaman ne farkın kalır itten...

 

"Kötüyle kötü olma" derler hep büyükler. "Uyma şuna, boş ver" der. "Allah'ından bulsun", "Allah'a havale et" derler. Mutlaka bir sebebi vardır bu öğütlerin, boşa söylenmez. Mutlaka başa gelmiştir ve ders çıkarılmıştır. Kim bilir ne büyük bir yaşam tecrübesi vardır bu öğütlerin ardında ki nesilden nesile aktarılmış, hala önem arzeden öğretilerdir bunlar.

 

Bazen susmak, en güzel cevaptır kötü olana. Gözardı etmek, umursamamak... Büyüklüğün göstergesidir, erdemdir. Onun seviyesine düşmemektir.

 

Bazıları kötülükten beslenir. Devamlı bir aksiyon isterler hayatlarında. Var olduklarını böyle hissederler. Sürekli bir münakaşa, sürekli bir irdeleme hali vardır bu tiplerde. Her zaman en iyiyi o bilir, en zevkli odur ve hatta ne söylese doğrudur. Tartışma yaratmak için bahane ararlar hep.

Bu tip insanları yeni tanıdığınızda iyilik meleği, sevgi pıtırcığı olurlar size. Biraz dertleşirseniz, ne zor bir hayatı olduğunu övünerek anlatır. En mazlum odur. En ezilen, en zor zamanlar geçiren, güç bela ayakta duran odur. Ne kadar zordur hayat onun için bir bilseniz. Ve hayat onun için çok zordur. Ve hatta bilir misiniz ne zor bir hayatı vardır. Bıkmadan, usanmadan anlatır, anlatır... Hiç güvenecek kimsesi yoktur, her dostundan kazık yemiştir. Ekonomik sıkıntısı bir türlü son bulmaz. Halbuki o kadar iyi niyetlidir ki, bunu size defalarca hatırlatır. Hep aynı hikayelerdir, anlattığını unutur, bir başka sohbette yine anlatır.

 

Dedim ya, kimi kimsesi yoktur çevresinde, yalnızdır. Hep darbe yemiştir dostlarından ve hatta ailesi bile uzaktır ona. Oysa ki ne iyilikler yapmıştır ailesine, onlar bile vefasızdır, sırtlarını dönmüşlerdir...

 

Hiç kendinde hata bulmaz, hiç kendine suç yüklemez. O cömerttir, dürüstlük timsalidir.

Bu tip insanlarla konuşarak anlaşmak mümkün değildir. Her zaman haklı olduklarını bildikleri için sizi asla dinlemez, anlattıklarınızı anlamaya çalışmazlar. Yıllar geçse de üstünden ve yine konu açılsa, o zamanki haklılıklarını ısrarla dile getirir bir gram geri adım atmazlar. Sabit kötülerdir bunlar. Ve bu sebeple aileleri bile terk etmiştir onları, yalnızlardır.

 

Yalnız kaldıkça da daha çok sararlar insanlara. Dedim ya onlar için dalaşmak, var olmak meselesidir.

"Dur şuna haddini bildireyim" diye oyuna dahil olduğunuzda sonuç alabileceğinizi mi sanırsınız... Dalaştıkça, dalaşma artar. Haklı olduğunuz durumda bile haklı, haksız birbirine karışır. Hatta tartışma uzadıkça konunun özünden de uzaklaşırsınız ve bir kısır döngüye döner vaziyet. Onun da istediği budur zaten.

Oysa ki en güzel had bildirme, cahille sohbet kesmektir. Zaman en güzel ilaçtır kişinin hatasını anlaması için. Eğer ki haklıysanız susun ve onun kendini bilmesi için bir zaman verin.

 

HER KİM Kİ, KAVGADA SESİ DAHA ÇOK ÇIKAR, TARTIŞMAYI DAHA DA ALEVLENDİRİR; O HAKSIZ OLANDIR. Bunu böyle bilin.

Siz susarak ona iyilik etmiş olursunuz bir nebze. İnsan sa bunun değerini bilir, hayvan zaten bilir. Değer bilmeyen hayvandan da aşağı bir mahlukattır zaten.

O an tartışmayıp, sustuğunuzda, alttan alıp olayı sakince kapattığınızda; ileride onun kendi hatasını anlayıp, dönüp sizden özür dilemesi için bir fırsat yaratmış olursunuz. Çünkü, herkes sizinle aynı zihni olgunluğa sizinle aynı zamanda erişemeyebilir. Çünkü, belki de o daha pişmemiştir, hamdır. Çünkü elbet bir gün hak yerini bulur, hatalı hatasını anlar. O sebeple kapatmamak gerekir kapıları.

 

CEHALET GEÇER AMA KÖTÜLÜK GEÇMEZ.

Bu bahsettiğim tepkisizlik, hoşgörü ve alttan alma durumu tabii ki karşı tarafa sindirilmişlik gibi de aksedebilir. Ve bunun verdiği öz güvenle tepenize çıkar.

 

KÖTÜ, KÖTÜDÜR.

Kötü; içinde bir gram insanlık kalmamış olandır. Kötü; kadir kıymet bilmeyen, kötülükten beslenendir.

Kötüye sabır işlemez. Kötüyü bilgi eğitmez. Kötüye merhamet gerekmez.

Bir susar, iki susarsınız. Ne hatasını anlar, ne bir özür diler...

İş bu noktadan sonra zaten tahammül sınırlarını zorlar. Artık ona haddini bildirmek en büyük erdemdir.

Çünkü "Sözle uslanmayanın hakkı kötektir" der büyükler. Bu da ayrı mesele...

 

Yalancı mıyım?

Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2003 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0252 412 2141