AK Parti İzmir İl Danışma Meclisi Toplantısı (2)

AK Parti İzmir İl Danışma Meclisi Toplantısı (2)
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Yıldırım: "Mısır'da halk artık bir kez demokrasinin, özgürlüğün tadını gördü. Eminim ki işin peşini bırakmayacaklar. Sandıkta verdikleri oyları haksız yere gasp edenler iş başından gidinceye kadar haklı mücad

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, "Mısır'da halk artık bir kez demokrasinin, özgürlüğün tadını gördü. Eminim ki işin peşini bırakmayacaklar. Sandıkta verdikleri oyları haksız yere gasp edenler iş başından gidinceye kadar haklı mücadelelerine de devam edecekler. Bunu da dünyaya gösterecekler, bundan da emin olabilirsiniz" dedi.

Bakan Yıldırım, Balçova Termal Tesisleri'nde düzenlenen AK Parti İzmir İl Danışma Meclisi'nde yaptığı konuşmada, 1992-2002 yılları arasında Türkiye'nin yüzde 32 büyüdüğünü, 2002-2012 arasındaki AK Parti iktidarında ise ülkenin 3 kat büyüdüğünü, 230 milyar dolarlık milli gelirin 782 milyar dolara, kişi başına gelirin 3 bin dolardan 10 bin 500 dolara yükseldiğini anlattı.

Bu durumun bazılarını rahatsız ettiğini, Türkiye'nin 10 yıl boyunca demokrasiye karşı birçok olayla karşı karşıya kaldığını dile getiren Yıldırım, "Bunların hepsini biliyorsunuz. Cumhuriyet Mitingleri adı altında iktidara karşı sokak gösterileri, elektronik muhtıra, AK Parti kapatma davası, Cumhurbaşkanlığını seçtirmeme, yargı darbesi yapmaya kalkışmak... Bunların hepsi geldi, geçti. Çünkü karşısında milletin duasını ve desteğini alan halkın iktidarı vardı. AK Parti iktidarı herhangi bir antidemokratik kalkışmaya geçit vermedi" dedi.

Enflasyon ve faiz oranları düşerken döviz rezervleri, yatırımların, hizmetlerin çıkışa geçtiğini vurgulayan Yıldırım, şöyle konuştu:

"İyi şeyler yukarıya, kötü şeyler aşağıya doğru gitti. Taksim'de masum şekilde çevre hassasiyetiyle başlayan olayları maalesef kısa sürede yasa dışı örgütlerin ve onlara destek veren bazı siyasi partilerin de katılımıyla bir sokakta iktidar arayışına döndürdüler. Amaç, hiçbir şekilde çökertemedikleri bu ülkeyi en son ekonomisini bozarak, yatırımcıları ürküterek dizi getirmek. Bunda kısmen de başarılı olundu. Reel faiz eksiye geçmişti. Yüzde 5'in altına indi. Yani enflasyonun altına indi. İşte bu, bardağı taşıran son damla oldu. Artık acil birşey yapmak gerekiyordu. Türkiye nominal faizleri yüzde 80'lerden yüzde 10'un altına düşürmüş ve nihayet dünya krizle boğuşurken bu ülkeye ne oluyor da yüzde 5'in altına faizleri düşürebiliyor? İşte bu olaylardan sonra tekrar nominal faizler yüzde 8'e doğru yükseldi. Borsamız üzerinde oynadılar. Kısa süreli başarı da elde ettiler. 6-7 milyar dolar kadar bir kaynağın çıkmasına da vesile oldular. Kredi maliyetlerimizin 2-3 puan artmasını da başardılar. Ama birşeyi başaramadılar. Bütün bunlara rağmen Türkiye, güçlü ekonomisiyle, güçlü siyasi iradesiyle ve arkasındaki 76 milyon destekçisi milletiyle dimdik ayaktaydı, gereken cevabı herkese de verdi."

- "Türkiye'nin yalancı baharlarla işi yok"

Brezilya, Şili, Peru'da da olayların olduğunu ancak birşeyi anlamakta zorlandıklarını belirten Yıldırım, şöyle devam etti:

"Brezilya'da, Şili'de, Peru'da sokak olaylarına bakıyoruz. İnsanlar 'Hastane, yol, köprü, okul yapın, bırakın fotbola yatırımı millete yatırım yapın, fiyatları ucuzlatın, hizmet edin, iş, aş sağlayın' diye bağırıyor. Sokaklarda bizimkiler ne yapıyor? 'Köprü, havaalanı, hızlı tren yapmayın' diyor. Bu ne demek arkadaşlar? Burada iyi niyet var mı? Şüphesiz yok. Baş üstüne, emredersiniz, siz diyecekseniz yapmayacağız. Konak Tüneli'ni, Sabuncubeli Tüneli'ni, Adnan Menderes Havalimanı'nı yapmayacağız. Başka emriniz var mı? Ha İzmir hizmete alışık değil diye düşünüyorsanız avucunuzu yalayın. İzmir, hizmetin tadını gördü. İzmir, hizmeti AK Parti iktidarıyla yaşadı."

Mayıs ayında 4 büyük olayın yaşandığını, bir ihalenin aslında bütün yaşanan olayların sebebi olduğunu ifade eden Yıldırım, şunları kaydetti:

"IMF ile 35 yıllık yolumuzu ayırmışız, borcumuzu kapattık, 'Allah selamet versin' demişiz. Hemen arkasından Türkiye'nin 3. büyük köprüsünün temelini atmışız. Daha sonra 22 milyar dolarlık ikinci nükleer enerjinin anlaşmasını imzalamışız. Bu da yetmemiş 90 milyar tutarında dünyanın en büyük havalimanının ihalesini devletin cebinden 5 para çıkmadan gerçekleştirmişiz. İşe bak. Bir çukur veriyorsunuz 25 katrilyon yatırım yapıyor, onun üzerine de 65 katrilyon da size para veriyor 25 yıllığına. Ondan sonra da havalimanını size bonus olarak geri veriyor. Var mı böyle bir alışveriş? Şimdi bunları üst üste koyduğun zaman ne oluyor? 'Bu Türkler de artık fazla oluyor' dediler ama geldiler, tosladılar, geri döndüler. Onlar Türkiye'yi Kuzey Afrika ülkeleri zannettiler, onlar Türkiye'yi Mısır zannettiler. Türkiye demokrasisiyle, milletiyle dimdik ayakta durdu. Gürültüye pabuç da bırakmadık. 'Türkiye'de de Türk baharı gelecek' diye milleti gaza getirenler, kışkırtanlar birşeyi hesap edemedi. Çünkü Türkiye'de bahar da yaz da 3 Kasım 2002'de geldi. Aynı şekilde de devam ediyor. Yalancı baharlarla Türkiye'nin işi yok. Türkiye halkın iktidarıyla yoluna devam ediyor."

- Mısır'daki askeri darbe

Mısır'da yaşanan olaylara da değinen Bakan Yıldırım, askeri darbe ile görevinden uzaklaştırılan Mısır'ın seçilmiş ilk cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin yüzde 52 oranında oy aldığını anımsatarak, şunları söyledi:

"Şimdi ibretlik bir iş oluyor. Mısır'da bir devrim oldu, halk iktidarı gerçekleşti. Muhammed Mursi, yüzde 52 oy alarak iş başına geldi. Allem ettiler, kallem ettiler alaşağı ettiler. Askeri ihtilal yaptılar. Bakıyoruz, kim tebrik ediyor? Beşşar Esed, İsrail. Allah Allah, bunlar can düşmanı değil mi? Dünya ne kadar değişti. Bununla da kalmıyor. Yıllardan beri bize demokrasi dersi vermeye çalışanlar, demokrasi lafını ağzından düşürmeyenler, batılılar da ağızları kilitlendi, darbe diyemediler, boğazlarında düğümlendi. Demokrasi, insanlık adına en utanç verici sonuç budur. İkiyüzlülük budur. Dünya bunu da seyrediyor. Demokrasiye sahip çıkmak herkesin görevidir. Kendi ülkelerine gelince demokrasi, başkalarına gelince 'Bizi ilgilendirmez, biz menfaatimize bakarız' anlayışı. Mısır'da halk artık bir kez demokrasinin, özgürlüğün tadını gördü. Eminim ki işin peşini bırakmayacaklar. Sandıkta verdikleri oyları haksız yere gasp edenler iş başından gidinceye kadar haklı mücadelelerine de devam edecekler. Bunu da dünyaya gösterecekler, bundan emin olabilirsiniz.

İktidar halk iktidarıdır. Sokakta iktidar olmaz. İktidar sandıkta olur. Sandıkta iktidarı bulamayanlar her zaman demokrasi dışı gayretlerle istidar arayışlarını sürdürmüşlerdir. Biz bu konuda çok tecrübeliyiz. Çünkü geçirdiğimiz o kadar çok olay var ki, o kadar sıkıntılar var ki, biz artık burada nasıl mücadele edileceğini pişerek gördük. Ülkenin kazanımlarını geri götürmeye asla ve asla müsaade etmeyeceğiz."

(Sürecek)

Muhabir: Ramazan Ercan
Yayınlayan: Nevbahar Kabaklı

Kaynak:AA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.