Ulusoy: "Seyahat artık lüks değil!.. "

Öncelikle TÜRSAB ne amaçla kuruldu? Genel faaliyetleri nelerdir?

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği bir ihtiyaçtan doğmuştur. 1970li yıllarda emeklemeye başlayan kendi yolunu bulmak için eğitimiyle, tanıtımıyla, pazarlamasıyla üstüne düşecek olanı yapan turizm pazarlamacıları yani seyahat acentalarıdır. 1618 sayılı kanun bize ilk kamu kuruluşu olma ünvanını vermiştir.

Biz bir kamu kuruluşuyuz. 1970'de kurulan seyhat acentaları o gün 50 -60 acenta, bugün şubeleri ile beraber 6000'e yaklaşıyoruz. 4500 acenta, şubelerimiz, irtibat bürolarımız 6000'i buluyor. Dünya turizm örgütleri ile dünya turizm acentlarıyla, ülkeler bazında seyahat acentaları birlikleriyle irtibata geçmek, ilişkide bulunmak, fikir alışverişinde bulunmak, pazar girişimi içindeyiz.

Çünkü seyahat artık bir lüks değil, ihtiyaç. Bu ihtiyacı en iyi şekilde yapabilecek olanlar pazarlamacılar. Ülkeyi tanıtan seyahat acentası değil, pazarlayandır.

Ülkeyi siyasetçi tanıtır, bilim adamı tanıtır, ülkeyi spor, kültür elçileri tanıtır, en önemlisi sanatkarlar tanıtır:Tarkan'dan Sultans of the Dance'a, Sezen Aksu'dan Suna Kan'a, İdil Biret'e. Birşeyi ne zaman, nerede nasıl, ne şekilde iyi yapılacağına karar veren, en iyi tesbit edecek olan pazarlamacıdır. Çünkü karşı tarafın ne istediğini iyi algılar. Pazarlamacı bir hayal satıyor. O hayali süslüyor: Diyor ki Gittiğiniz zaman denizi göreceksiniz, denizin içindeki yat ve orada öğle vs. böyle bir hayal kurdurup o hayali süslüyor.

TÜRSAB, 80 vilayette, genel merkeziyle beraber çağı yakalayan bir sistem içinde bülteniyle, haber akışıyla, internetiyle Avrupa'daki meslek örgütlerini aşmış bir kuruluştur. Bugüne kadar da bu kuruluşa emek veren arkadaşlarımızı da canı gönülden kutluyorum.

Bugünlerde hangi projeler üstünde çalışıyorsunuz?

Avrupa Birliği uyum sürecimizde "Avrupa Birliği ve Turizm" diye bir kitap hazırladık. Yarın ( 31.08.2001 ) piyasaya çıkıyor. Burada turizmin Avrupa Birliği'ne uyum yasalarını ele alıyoruz. Yurt içindeki bütün kültürel varlıkların değerlerini ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Her bölgenin, her vilayetin sayın valililerden aldığmız özel raporlara göre yapısal özelliklerinin envanterini çıkartıyoruz. Ekolojik turizme değer veriyoruz. Gelecek 10 yılda dünyanın küresel ısınması başlayacaktır. Türkiye de bundan nasibini alacaktır. Yaylalarımıza ve doğaya, çevreye önem veren bir anlayışla çalışmaya devam ediyoruz.

Bu yıl sonu itibariyle beklenen turizm değerleri nelerdir?

Olumlu olumlu... Ekonomide sıcak paranın gireceği tek sektör turizm. Ama bizim için en önemli yıl 2002-2003. Neden? Çünkü pazarlama stratejilerimizi ona göre kuruyoruz. İstanbul'un tanıtımı için TÜRSAB'ın özel bir bütçesi, politikası var mı?

Özel bir bütçemiz yok ama parayı canlandırmaya çalışıyoruz. İstanbul'u 6-7-10 Milyon turiste çıkartamazsak Türkiye para kazanmaz. İstanbul bir dünya kenti, kongre cenneti. Eğlence yerlerini, alışveriş merkezlerini, folklorü, mutfağı geliştirmek zorundayız ve buna gayret ediyoruz.

Halihazırda İstanbul için nasıl projeleriniz var?

Proje bazında Rahmi Koç Müzesi'ni turlarımıza koyduk. Sultans of the Dance'i koyduk. Beyoğlu'nu koyuyoruz. Belediye ile, kongre merkezleri ile çalışmalar yapıyoruz.

İstanbul gibi bir büyük bir şehir için oteller, restoranlar yeterli mi?

Oteller yeterli, restoranlar toparlanıyor. Ancak eğlence ve alışveriş merkezlerimiz yeterli değil. Hoşgörüsü olan bir millet olarak eğlence yerleri ve alışveriş merkezlerine çok önem vermeliyiz. Beyoğlu'nda, Belediye'nin ya da İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin koymuş olduğu sıkı, uygulanamaz tedbirler değil bir turizm, dünya kentinin niteliklerine göre hareket edilmesi lazım.

Burada hemen değinmek istiyorum kültür turizmine inan bir kişi olarak otellerin "all inclusive" uygulamalarını nasıl buluyorsunuz? Turist otele giriyor ve bir daha çıkamıyor. Bu konuda bir projeniz var mı ?

Hemen söyleyeyim bu uygulamaya karşıyım. Yapacak bir çaremiz yok. Ama yıkacağız. Nasıl ? Kültür turizmini öne çıkartarak, müze fiyatlarını dengeli hale getirerek. Ancak bunu da Kültür Bakanlığı'nın takdirine bırakıyoruz. Ecevit televizyonlarda Türk parasına duyduğu hayranlığı, Türk lirasının uygulanmasının önemini dile getirip tanıtımını yapıyor, vazifesi de bu. Peki Kültür Bakanı kimin bakanı? O da dolar bazında fiyat veriyor. Bu tezatları kaldırırlarsa biz yolumuzu buluruz.

İstanbul'da turlar hep klasik. Bilindik yerler Topkapı, Ayasofya vs. Alternatif turların kazandırılması yönünde çalışmalarınız var mı?

Ürünü çeşitlendirmek önemli. İşte demin bahsettiğim Rahmi Koç'un Müzesi, Sultans of the Dance. Yeni yerler, yeni mekanlar. Ama yeni mekanlar derken eskileri de elimizden gidiyor. Turing'in Çelik Gülersoy'un güzel yerleri elimizden gitti. Bunların turizme kazandırılması lazım. Turizm bir iştir ve iş çeşitlilik ister. Çeşitliliği de sunmak ister. Sunacak olan biziz; önümüzü kesmesinler. Biz diyoruz ki para kazanmak için ağacı kesmeyin, işinizi bilin gölgesinden bile para kazanırsınız.

Sizce İstanbul'un gizli kalmış turizm yönleri nelerdir?

Kültür, mutfak, el sanatları, denizi ve eğlencesi. Bunlar tamamlanabildikten sonra İstanbul gibi şehir yok dünyada.

İ. B. B'nin " miniaturk " projesi konusunda neler düşünüyorsunuz?

Evet proje var elimde. Projeyi destekliyorum ama oradaki eserlerin yalnızca Türk ve Osmanlı medeniyetlerine ait olmaması lazım, tüm medeniyetleri içermesi, Roma ve Bizans'ı içine alması lazım. İstanbul'u, Türkiye'yi neden yeterince tanıtamıyoruz?

TÜRSAB olarak bu yönde ne gibi çalışmalarınız sözkonusu?

B. U: Para işi çünkü. Bütçe işi. Ben haritalar bastırtdım. Rusça, İtalyanca, Fransızca, Almanca, İngilizce. Bu haritaları bastırmak bile para işi. Bunlar bize 250 milyon dolara maloldu. Dolayısıyla kolay değil tanıtım. Bakanlık yoluyla çalışma yapılması lazım.

Son zamanlarda TÜRSAB ile basında çıkan bazı eleştiriler var ? Bu konudaki yorumlarınızı alabilir miyiz?

Bizimle alakası yoktur. Yapılan yanlı bir yayındır. Bir müessesenin, burası ile iş yapan bir yerin otel, guide ve fuar işini kestik. 1'e 10 misli para kazanıyoruz başka bir firmadan. Burası bir kamu kuruluşudur. Denetime tabidir.

Dönemimde yurtdışından bir kuruş para alınmamıştır. Eylül'de alınan para da şartlı bağış olarak bankada durmaktadır. Onun dışında da hiçbirşey yoktur. Ben yayını yapan STAR gazetesine bir şey demek istemiyorum . Zaten onları bilen biliyor. Şimdi ben böyle bir yanlışlığı yapacak bir başkan değilim. Bizi hedef seçtiler. Haberi yazan hanımefendi buradan kovulan basın müşavirinin akrabasıdır. TÜRSAB bunları aşmıştır. 20 ayda hiçbir gazetede TÜRSAB aleyhine bir yazı çıkmamıştır, bir tek onlardan çıktı; o da böyle bir akrabalık ilişkisinden dolayı.

Kültür, Çevre ve Turizm Bakanlıkları'nın birleştirilmesi yönünde demeçlerinizi duyuyoruz. Böyle bir uygulamanın Türkiye Turizmi'ne sağlayacağı katkılar nelerdir?

Birleşsin!.. Birleşsin!.. Birleşsin!.. Doğrusu bu!.. Kültür, Çevre ve Turizm Bakanlıkları içiçe geçmiş durumda. Bürokrasiden kurtulalım. Madem devlet küçülecek, masrafları azaltacak; buradan başlasın!..

Yurtdışına çıkışlarda alınan 50 Dolar uygulaması konusunda neler düşünüyorsunuz?

Bu haraca karşıyım. Bu bir haraçtır. İnsan kendi insanına, vatandaşına böylesi bir uygulamayı nasıl yapar? Kendi insanına vize koyan bir anlayışı şiddetle reddiyorum..

Turizmin internet sitelerine taşınması konusundaki görüşlerinizi alabilir miyim?

Turizm hizmettir ve yüzyüze yapılır, pek inanmıyorum.

Gelecekteki projeleriniz neler?

Ekim ayında İzmir'de Diyanet Sempozyumumuzu yapıyoruz. Hoşgörüsü olan çok iyi bir sempozyum olacak. Diyanet İşleri Başkanımız başkanlığını yapacak. 2000 kişi yurtdışından çağırıyoruz. Tüm bölgelere olduğu gibi Eskişehir, Kütahya, Afyon'u içine alan Frigya vadisine çok önem veriyoruz. Bununla ilgili çalışmalar var. İç turizme değer veriyoruz. Vatandaşımızın tatil yapmasını arzu ediyoruz ve bunu da can-ı gönülden destekliyoruz.