• BIST 9524.59
  • Altın 2505.405
  • Dolar 32.5618
  • Euro 34.6475
  • Muğla 10 °C
  • İzmir 16 °C
  • Aydın 16 °C
  • İstanbul 13 °C
  • Ankara 13 °C

Menopoz ve Osteoporoz

Menopoz ve Osteoporoz
Menopoz; kadınlardaki hormonal aktiviteye bağlı oluşan adetlerin ve doğurganlığın sona erdiği, kadın yaşamının doğal süreçlerinden birisidir.

Genellikle 45-55 yaşları arasında başlayan menopoz dönemi çoğu kadın tarafından doğurganlık yeteneğinin kaybedildiği bir dönem olarak algılanmakta ve bu  olumsuz yaklaşım nedeniyle de çeşitli fiziksel ya da psikolojik sıkıntılar yaşanmaktadır.

Menopoza giren kadınlarda aslında hayatın yeni bir dönemi başlamakta, buna bağlı olarak bir dizi  fiziksel, zihinsel ve cinsel değişiklikler yaşanmaktadır. Kadın yaşamındaki hormonal etkinin ve üreme organları işlevlerinin bilinmesi, menopoz döneminde yaşanan değişikliklere uyumu daha da kolaylaştırmakta ve yaşanan sıkıntıları azaltmaktadır. Bu nedenle menopozla ilgili gerçekler konusunda mesnetsiz bilgiler yerine, bir sağlık personelinden bilgi alınması daha doğrudur. Her Aile Hekimliği biriminde Aile Hekimleri ve Aile Sağlığı Elemanları tarafından bu bilgiler verilmektedir.

Gerçekte menopoz meme kanserine yol açabilen  hormonal baskının ve istemeden gebe kalma korkusunun ortadan kalktığı, dolayısıyla da kadının cinsel yaşamında rahatlama sağlayan bir dönemdir.

Bu dönemde kadınlarda görülen en önemli sağlık sorunu, kemik erimesi olarak bilinen osteoporozdur. Osteoporoz kalsiyum kaybının artması sonucunda kemiklerin kolayca kırılabilir hale gelmesidir.

Büyüme çağında kemik yapımı, kemik yıkımından daha yüksektir. 25-30 yaş civarında kemik kütlesi en yüksek değerine ulaşır. 40 yaşlarında kemik kütlesi azalmaya başlar. Bu azalma kadınlarda menopoz döneminde, östrojen hormonu seviyesinin düşmesine bağlı olarak en hızlı dönemine ulaşır. Bu nedenle, menopoz döneminde yaşanacak olan kemik kaybından daha az etkilenmek için, kemik kütlesinin en yüksek değerine ulaştığı 25-30 yaşlara kadar kemik kütlesini en üst düzeye ulaştırmaya yönelik kalsiyumdan zengin gıdalarla beslenmek çok önemlidir.

Osteoporoz en çok vücudun yükünü taşıyan omurga kemiklerini etkiler. Daha sonra kalça, bilekler ve diğer kemikler etkilenir. Bunun sonucunda da boyda kısalma, hafif düşmeler sonucunda kemiklerde kırıklar meydana gelir.

Kemik erimesi başlangıçta hiçbir belirti vermeyebilir. Ancak ilerlediği zaman, bel ve sırt ağrıları, kamburlaşma görülür. Kemik erimesinin en önemli sonucu, en ufak bir darbede kırıkların görülmesidir.

Kemik erimesi olup olmadığını anlamak için, doktor önerisi ile “Kemik Dansitometrisi” yani kemik yoğunluğunun ölçümü yaptırılmalıdır.

Kemik erimesi menopoza girmiş kadınlarda, süt, yoğurt, peynir gibi kalsiyum içeren besinleri az tüketenlerde, hareketsiz bir yaşam sürenlerde, sigara ve alkol içenlerde, kolalı ve kafeinli içecekleri fazla tüketenlerde, genetik yatkınlığı olanlarda, şeker hastalığı ve hipertiroidi gibi bazı endokrin hastalıklarda daha sık görülür.

Kemik erimesi oluştuğunda tedavisi zor ve uzun süreli olmaktadır. Yapılan tedavi de kemik erimesini geri döndürmemekte, sadece ilerlemesini geciktirmektedir. Bu nedenle kemik erimesinden korunmak daha önemlidir.

Kemik erimesinden korunmak için;

1.    Beslenmenize özen gösterin: Kalsiyumdan zengin besinleri tüketin. Kalsiyumun en iyi kaynağı süt ve süt ürünleridir. Pekmez, tahin, kurubaklagiller ve yeşil yapraklı sebzeleri hergün tüketmeye çalışın. Tuzu azaltın. Güneş ışınlarından daha fazla yararlanmaya çalışın, böylece vücudunuzdaki D vitamini aktif hale gelir. Et ve et ürünleri gibi protein içeren besinlerle kafein içeren kahve, kolalı içecekler ve çikolata gibi besinleri gereğinden gazla tüketmeyin. Aşırı zayıflıktan kaçının.

2.    Düzenli fiziksel aktivite alışkanlığı edinin: “İşleyen demir ışıldar” atasözünde olduğu gibi, hareket eden kemiklerde kemik yıkımı daha yavaş olur. Bu nedenle yakın mesafeler için arabayı değil, yürümeyi tercih edin. Asansör yerine merdivenleri kullanın. Bahçe ve ev işleriyle uğraşın. Haftada en az üç gün düzenli bir egzersiz (yürüyüş, yüzme, bisiklete binme vb.) yapın.

Muğla Halk Sağlığı Müdürlüğü Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar, Programlar ve Kanser Şubesi

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2003 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0252 412 2141