• BIST 9645.02
  • Altın 2429.254
  • Dolar 32.552
  • Euro 34.8813
  • Muğla 25 °C
  • İzmir 28 °C
  • Aydın 29 °C
  • İstanbul 23 °C
  • Ankara 27 °C

"Marmaris'e önce huzur gerekli"

Marmarise önce huzur gerekli
Demokrat Parti (DP) Marmaris Belediye Başkan Adayı Mustafa Karacan, Genel Yayın Yönetmenimiz Temel Irmak’ın sorularını yanıtladı.

Demokrat Parti (DP) Marmaris Belediye Başkan Adayı Mustafa Karacan, Genel Yayın Yönetmenimiz Temel Irmak’ın sorularını yanıtladı.  Mustafa Karacan, Göreve seçilmesi halinde, ilk hayata geçireceği icraatın ilçeye huzur getirmek olacağını söyledi. Bir önceki Belediye Başkanı rahmetli İsmet Karadinç’in adının bir yere verilerek yaşatılmamasını eleştiren Karacan, “Biz, sayın Karadinç’in adını layık olduğu bir alana vereceğiz. Hatta Sayın Başkanımız Acar, görevini tamamladığında, O’nun da adını yaşatacağız, bir sokağa, caddeye yada hizmet alanına adını vereceğiz” dedi

 

 

T.I.: -Adaylık için neden Demokrat Parti’yi tercih ettiniz?

M.K.: Marmaris’te ciddi anlamda yerel yönetimlerin oluşması ve yerel iktidara sahip olma adına birçok sivil toplum örgütü ve kanaat önderiyle görüştük. Sayın Belediye Başkanımızın yönetiminden ötürü karşısında ciddi bir seçmen kitlesi bulunduğunu tespit ettik. Fakat bu seçmen kitlesinin büyük bir bölümünün de şu anda alternatif olarak görünen, genelde iktidar olan Ak Parti’yle de ciddi bir fikir ayrılığı olduğunu da gördük.  Yaptığımız bu istişarelerin sonucunda, bu geçiş dönemini daha rahat oluşturabilecek, bütün kitleler tarafından kabul görebilecek, hiç kimseyle siyasi kavgası olmayan ve son derece sempatik bir parti olan Demokrat Parti fikri bizlerde oluştu. Bu sürecin içerisinde diğer partilerin ileri gelenleriyle, yöneticileriyle de görüşmelerimiz oldu. Bu arada Demokrat Parti Genel Merkezi’nden şahsıma, il yöneticiliği aracılığıyla çok ciddi bir teklif bulunuldu. Biz de arkadaşlarımızla yaptığımız son istişarede, Demokrat Parti zaten bizim kendi evimiz olarak düşündüğümüz bir siyasi parti olduğu fikrine vardık. Uzun yıllar hizmet verdik bu partinin çatısı altında. Sonuçta, ‘eve dönüş’ dedik, belediye başkanlığı adaylığımız konusundaki kesin kararımızı verdik.

T.I.: -Demokrat Parti’nin Meclis’te temsil edilmeyişi sizin için dezavantaj mı? Yoksa geçtiğimiz yerel seçimlerde Bodrum’da olduğu gibi avantaj mı?

M.K. Şu anda Demokrat Partinin sempatik bir durumu, pozisyonu var, halkın gözünde. Tabi ki, Meclis’te  milletvekili olmaması bazı konularda handikap olarak görülebilir. Ama bu sizin baktığınız açıya bağlı. Ben, bunu bir handikap olarak görmüyorum. Yerel yönetimlerde seçimi kazanan iradenin, seçim bitiminde parti rozetini kenara bırakıp, bütün halkı kucaklayan, tüm siyasi görüşlere açık, sivil toplum örgütleri ve odalarla işbirliğinde bulunabilen bir yapı oluşturması gerekir. Tabi ki, bu durum, diğer siyasi parti teşkilatları ve seçime girmiş bütün adaylar için de geçerli. Bu bağlamda, Demokrat Partinin Meclis’te temsil edilmeyişinin bir handikap olmadığını yenilemek istiyorum. Hatta, Demokrat Partinin böyle bir birliktelik oluşturmak için çok önemli bir avantaj da getirdiğini düşünüyorum. Halk katında da bu şekilde kabul edileceğini tahmin ediyorum.

T.I.: -Marmaris’te şimdiye dek görev yapan belediye başkanlarının artıları, eksileri nelerdir sizce?

M.K.: Ben, İsmet Karadinç’in Belediye Başkanı olduğu iki dönemde Meclis üyeliği görevinde bulundum. İki dönem de sayın Acar’ın başkan olduğu süreçte görev yaptım. Tüm bu zaman zarfında, Anavatan, Doğru Yol ve Ak Partili meclis üyesi sıfatıyla görevimi layıkıyla yapmaya çalıştım. Elimizden geldiğince, Marmaris’e hizmet etmeye çalıştık. Ama, sizler de taktir edersiniz ki, netice itibariyle icraatı yapan, siyasi erk, hem onun meclis üyeleri, hem de onun başkanı. Marmaris’te, tabi ki, doğru ve güzel şeyler yapılmıştır. 20 yıl boyunca hiçbir şeyin yapılmadığını söylemek doğru ve mantıklı bir olay değildir. Hemen aklıma gelenleri saymam gerekirse,  sayın İsmet Karadinç’in döneminde yapılan sahil yolu, Marmaris’in iki büyük Caddesi Ulusal Egemenlik Caddesi ve Yeni Datça Yolu’nun açılması. Altyapı sorununu büyük ölçüde çözen baraj ve kanalizasyon şebekesi, çöp depolama tesisi, katı ve sıvı atık tesisleri, bunlar ciddi hizmetlerdir, büyük hizmetlerdir. Sayın Acar’ın döneminde de bütün Marmaris halkının kabullendiği gibi bir kent meydanının oluşturulması, dere ıslahlarına yönelik çalışmalar, takdir edilmesi gereken çalışmalardır. Ama, Marmaris’in özünde geleceğini kurtaracak çok daha önemli ve turizmi çeşitlendirecek bazı proje çalışmalarının yapılmamasını en büyük eksiklik olarak görüyorum. İlçenin bugün düştüğü durumun en büyük sebebi de budur. O anlamda Marmaris’in turizmini çeşitlendirecek, Marmaris’in ekonomik faaliyetlerini geleceğe taşıyacak, uzun yıllar Marmaris’in ekmek yenilecek bir destinasyon haline getirilmesi adına yapılması gereken turizmi çeşitlendirme açısından maalesef eksik ve geri kalındı. Hatta bu konularda ciddi bir proje ne düşünüldü, ne konuşuldu, ne de hayata geçirildi. Marmaris’in turizm sektöründe geriye düşmesinin en önemli sebebi de budur.

T.I.: -GETOB Başkanlığı da yaptınız, sizce Marmaris gerek fuarlarda gerekse genel anlamda yeterince tanıtılıyor mu?

M.K.: Fuarlara Marmaris’in gitmesi ve katılması lazım. 30 yıl önce, turizm ivme kazandığında ne yaptık biz, Marmaris’in elinde birçok zenginlikler vardı. Ama bunların birçoğu yaradan tarafından verilmiş güzelliklerdi. Kum, deniz, güneş, çok güzel bir iklimsel farklılık ve müthiş bir doğa güzelliği. Bunlar Marmaris’in çok önemli avantajlarıydı ama bunları insan eliyle yapılmış şeyler değildi. Bizim dönemimizde biz de fuarlara sürekli katıldık. Çünkü, fuarlar, bir kentin kendini ifade edeceği, sektörün profesyonelleriyle bulaşabileceği, insanların aklında o bölgenin yer edeceği,  unutulmamasını sağlayacak çok önemli bir etkendir ve bu misyonu taşırlar. Bu sebeple Marmaris’in mutlaka fuarlara katılması lazım. Çok daha güçlü ve çok daha profesyonel olarak katılması lazım. Ama artık şunu da yaparak gitmemiz, Marmaris’i bir ürün haline getirmemiz, yani biraz önce ifade ettiğim gibi turizmi çeşitlendirmemiz lazım. Aklıma ilk gelenleri söyleyecek olursam, bir fuar kongre merkezi, bir doğa yürüyüşü yolu, bir bisiklet, bir kros parkuru, ikinci bir kapalı spor salonu, futbol sahaları, golf alanı, müzeler, botanik parkı vesaire gibi projeler hayata geçirilmedikten sonra Marmaris’in ürünü artık fuarlarda maalesef alıcı bulmuyor. O nedenle, öncelikle bir ürün çeşitlendirmesi, ürün kalitesini yükseltmek için bu tesislerin hayata geçirilmesi, sonra bu ürünü çok daha güçlü tanıtacak organizasyonla fuarlara gitmeniz lazım. Yani geçmişteki alışkanlıklarımızdan biraz sıyrılmalıyız. Çünkü, dünyada hem teknoloji hem iletişim ve bilgilendirme konusunda çok önemli gelişmeler var. Artık, Marmaris’in fuarlar dışındaki bütün bu kanalları da kullanması gerekir. Broşür dağıtmaktan öteye taşınmalı tanıtım şekli. Bu konuda ciddi çalışma yapılmalı. Bir de dağıtılan broşürlerde Allah’ın bize verdiği güzelliklerden başka birşey yok. Bu da, tanıtım açısından  eksik kalıyor, yeterli karşılığı bulmuyor.

T.I.: -Peki turizm açısından somut projeleriniz var mı? Nelerdir?

M.K.: Şimdi projelerimizi deklere etmemiz için çok erken olduğunu düşünüyorum. Ana hatlarıyla üç unsuru belirledik. Ekibimizle söz konusu projeleri, finansal kaynakları, yapılacağı yerler ve uygulanacağı zaman dahil her yönüyle elden geçirdikten sonra açıklayacağız. Bütün Marmaris, bu konuda ne kadar hazırlıklı olduğumuz görecek. Takdir edeceklerine de inanıyorum. Projelerimizde baz aldığımız üç önemli unsur ise şunlar. Birinci önemli unsur kültür, ikinci önemli unsur tarih, üçüncü önemli unsur ise spor. Marmaris’te kültür, tarih ve spor açısından çok önemli projeleri hayata geçirmeyi planlıyoruz. Projelerimizi, tüm dünyada kabul ve beğeni görecek tesislerle güçlendireceğiz. Biz, Marmaris’te şöyle bir gelecek hayal ediyoruz. Marmaris’i, kültürel alanda da, tarihsel alanda da, sportif faaliyetlerde de ve turizm ekonomisi anlamında da dünyanın en önemli turizm kentlerinden birisi haline gelmesi. Bu arada şunu da belirtmek isterim, eksikliklerine rağmen, Büyükşehir Yasası’nın, ehil ellerde kullanılması halinde, bu amaç doğrultusunda Marmaris’e büyük avantajlar ve kolaylıklar sağlayacağına inanıyorum. Çünkü, Marmaris, koylarıyla, köyleriyle çok geniş bir çevreye, çok ciddi bir potansiyele sahip. ‘Muğla’nın bin 200 kilometrelik sahil şeridi var’ derken bunun yüzde 55’i, 60’ı Marmaris ve Datça Yarımadası’nda olduğunu unutmayalım. Bu çok ciddi bir alan. Kullanabilirsek ve bunu bir ürün haline getirebilirsek, turizm açısından büyük kazanımlar elde edilebilir.  Bunun için de hızla, özellikle köylerin imarlarını tamamlanması, kötü ve çarpık yapı emsallerinin ortadan kaldırılması lazım.  Tabi bu bize, bu durum bir artı daha getirecek. Marmaris’in ve Marmaris Körfezi’nin de dışına çıkılarak, daha geniş bir alanın turizm sistematiğinin, stratejisinin içine dahil olmasını sağlayacak.  Bunu da tek belediye olmanın avantajıyla çok hızlı bir şekilde hayata geçirebiliriz.

-Belediye Başkanlığı koltuğuna oturduğunuz takdirde ilk yapacağınız icraat ne olacaktır?

Marmaris’in şu anda bulunduğu konum itibariyle önce huzura ihtiyacı var. Belediye Başkanlığı makamını biz halkın kullanımına açacağız. İnsanların korkarak çekinerek geldiği değil, göğsünü gere gere gelip, derdini anlatabileceği bir hizmet binası haline getireceğiz. Sadece Başkanlık makamı için de konuşmuyorum. Tüm bina, tüm birimle için aynı şeyi söylüyorum. Çünkü, benim düşünceme göre, belediye binası burada yaşayan herkesin evidir. İnsanlar kendi evlerine nasıl rahatça girip, çıkabiliyorsa, Marmaris Belediyesi’ne de  rahatça girip, çıkabilmelidir. Öncelikle huzuru getireceğiz, sonra tüm halkı kucaklayan bir yönetim anlayışına sahip olacağız. Yapacağımız projeleri de hep birlikte programlayacağız, hep birlikte hayata geçireceğiz.

-Marmaris’te ilk partili Belediye Başkanlığı adayın sizsiniz. Bu durum sizin için avanta mı? Vatandaşlardan nasıl tepki alıyorsunuz?

Tabi ki, çıktığımız yolun, kolay bir yol olmadığının biz bilincindeyiz. Olabildiğince çok insana ulaşabilmek şimdilik en büyük hedefimiz. Önümüzdeki günlerde meclis üyeliği adaylarımızla birlikte ekibimizi netleştireceğiz. Bu ekip içerisinde bir milli takım havası olduğunu herkes görecek. Halkın takdirine biz bunu sunacağız. Ki, ilçe yönetimimizde de çok güzel bir kadro oluştuğuna inanıyorum. Geçmişte Marmaris’e hizmet etmiş tecrübeli arkadaşlarımızla, genç isimlerin bir araya geldiği, hem tecrübe hem de dinamizmi içinde barındıran bir yönetim oluştu. İnşallah, belediye meclisi üyesi adayı arkadaşlarımızda aynı özellikleri taşıyan bir ekip olacak. Marmaris halkı görecek ve şunu çok iyi kavrayacak ki, burada gerçekten çok iyi bir takım var, her siyasi görüşten temsilci var, her bölgeden insanlar var. Halka ‘Evet beni burada temsil edebilecek, benim adıma konuşabilecek insanlar var, onlara inanıyor, güveniyorum’ dedirtecek mesajı vereceğiz.  Halkında bu mesajı alacağına gönülden inanıyorum. Bugüne kadar yaptığımız çalışmalar sırasında umduğumuzdan fazla ilgiyle karşılaştık, teveccüh gördük. Önemli bir boşluğu doldurduğumuza inanıyorum.  Buna inanmasaydım zaten yola çıkmazdım. Ve her geçen gün artan ve büyüyen bir destekle yolumuzda yürüyoruz. Çok güzel bir söz vardır, eken kalkan erken yol alır.  Biz de biraz erken başladık. İnşallah, Marmaris için de bizler için de hayırlı bir sonuçla karşılaşacağımıza düşünüyor ve inanıyorum.

-Göreve seçildiğiniz ve Belediye Başkanlığı koltuğuna oturduğunuz takdirde, sizden önce görev yapmış olan sayın Ali Acar’a tavrınız ne olur?

Burada tabi ki, önce insanların referanslarına bakacaksınız. Mustafa Karacan’ın, Ali Acar’la şahsi bir kavgası yada münakaşası yoktur.  Sayın Başkanımız, bazı konularda Karacan Ailesi’yle ilgili tasarruflarda bulunmuştur. Ben Ali Acar’la olan mücadelemde hiçbir zaman hukuksal sınırların dışına çıkmadım. Hukuksal olarak bu mücadeleyi devam ettireceğim. Daha devam eden davalarımız var, biten davalarımız var. Belediyenin kazandığı davalar var, bizim kazandığımız çok önemli davalar var. Bu hukuksal mücadele dışında sayın başkanla hiçbir kişisel kavgam olmamıştır, olmayacaktır, olmaz da zaten. Az önce söylediğim gibi biz Marmaris yönetimine önce huzur sonra hizmet getirmek için adayız. Bunları yaparken de dikkat edeceğimiz en önemli unsur, adalettir. Ben, kendime yapılmasını istemediğim bir harekete bir başkasına yapmam. Böyle bir hayat felsefem var. İnşallah, Marmaris Nisan 2014’ten itibaren kavgadan, gürültüden patırtıdan uzaklaşacak bir kent olacak. Her şeyin özünde huzur var. Ama bu arada hukuksal mücadelem sürecek.  Yüce Türk adaletinin vereceği karara herkesin uyması gerekir. Karar ne olursa olsun, ben de bunu yapacağım, saygı duyacağım. Tekrar ediyorum, temelinde adalet bulunan, önce huzur sonra hizmet anlayışımızdan taviz vermeyeceğiz. 

 -Ticaret Odası Başkanlığı görevini bir dönem yürüttükten sonra tekrar aday olmadınız? Belediye Başkanı olursanız, kaç dönem bu görevi sürdürmeyi düşünürsünüz?

Ticaret Odası Başkanı olmadan önce bir dönem görev yapacağımı söylemiştim. Dediğimi yaptım. GETOB Başkanı olamadan önce ise en fazla iki dönem demiştim ve öyle oldu. Ben şuna inanıyorum, bu bir bayrak yarışı. Her gelen ekip, bir öncekinin yaptığının üzerine bir şeyler koyacaktır mutlaka. O anlamda hiçbir görev, insanlarla bağdaştırılamaz, özdeşleştirilemez. Eğer nasip olursa, Belediye Başkanlığı için de bir hedefimiz var. Bu hiçbir zaman iki dönemi geçmeyecek. Üçüncü dönem, yorgunluğun etkisiyle işlerin rutine döndüğü bir dönem olur. Tabi, farklı örnekleri de vardır. Çok ender olarak, hizmete devam eden, o heyecanı davam ettirebilen. Ama bence, 10 yıl, bir belediye başkanının bütün projelerini yerine getirmesi için yeterlidir. Eğer mümkünse, projeler hayata geçirilirse bir dönemde de bitirilebilir.

-Her hafta düzenledikleri organizasyonlar aracılığıyla esnafla, halkla görüşen oda başkanlarının, belediye yönetimiyle uyuşamaması, bu konuda neler düşünüyorsunuz?

Ben öncelikle oda başkanlarının, son zamanlardaki ziyaretlerinin bir siyasi yönünün bulunmadığını düşünüyorum. Kendi üyeleriyle bir buluşma, bir kaynaşma, fikir alışverişi olarak bakıyorum. Zaten, bulundukları makam itibariyle, siyaset yapmaları da çok şık olmaz. Eğer, içlerinde siyaset yapmak isteyen arkadaşlar varsa, o makamdan ayrıldıktan sonra siyasi yönlerini daha fazla gündeme getirmeleri lazım. Eğer bir siyasi çalışmanın altyapısı gibi  olduğu düşünülüyorsa, bu durumu bertaraf  etmek yine oda başkanlarımıza düşer. Belediyeyle uyum konusuna gelince, sadece oda başkanlarının değil, sivil toplum örgütlerinin tüm Marmaris halkının belediyeyle arasında uyum sıkıntısı var. Zaten, bizim ortaya çıkıp yönetime talip olmamızın sebeplerinden biri de budur. Oda başkanlarının mı, yoksa Marmaris Belediye Başkanlığının mı daha uyumlu yada uyumsuz olduğunun takdirini Marmaris kamuoyuna bırakıyorum. Benim bu konudaki fikrim ise,  sayın Belediye Başkanının izlediği siyaseti, izlediği yolu çok makbul bulmuyorum. Çünkü, Belediye Başkanı ailenin reisidir. O’nun aileyi derleyip, toparlaması gerekir diye düşünüyorum. Bunu yıllardır söylüyorum. Sayın Başkanımızın tarzını biraz gözden geçirmesi gerektiğini düşünüyorum.

-Meclis üyesiyken, Marmaris’in bir önceki Belediye Başkanı rahmetli İsmet Karadinç’in adının yaşatılması amacıyla bir önerge vermiştiniz. Sonucu ne oldu, siz göreve gelirseniz bu konuda neler yapmayı planlıyorsunuz?

Önergeyi verdiğimizde sayın Başkan, ‘zamanını ve zeminini biz biliriz’ cevabını vermişti bize. Demek ki, O’na göre zamanı ve zemini gelmedi. Ama ben insanların yaşarken onurlandırılmasından tarafım.  Yapılamadı, seçim döneminde böyle bir hamlede bulunursa sayın Başkan, bu seçim yatırımı gibi görülür. İsmet Karadinç’in ismi alelade bir yere verilecek kadar küçük değildir. Şehrin önemli yerlerinden, önemli hizmet yerlerinden birinde yaşatılmalıdır ismi. Bu konuda çok geç kalındığını düşünüyorum. İnşallah, bizim dönemimizde ilk yapacağım icraatlardan biri de, sayın Karadinç’in isminin layık olduğu bir yere verilmesini sağlamak olacaktır.   İnşallah, aynı olayı sayın Acar için de düşünüyoruz. Görev süresi bittikten sonra O’nun da isminin yaşatılması gerektiğini düşünüyorum.

 

-Seçim sürecinin nasıl bir atmosferde geçeceğini düşünüyorsunuz?

Sakin, huzurlu ve sadece projelerin konuşulup, yarışacağı bir seçim süreci diliyor ve istiyorum. Biz Demokrat Parti adayları ve ekibi olarak, bu konuda gerekli ihtimamı göstereceğimizi Marmaris kamuoyuna açık ve net olarak duyuruyoruz. Huzurlu ve sakin bir ortamda seçime gidilebilmesi amacıyla üstümüze düşen her şeyi yapacağız. Ne kadar başarılı olacağız bunu zaman gösterecek.

 

-Mustafa Karacan, siyaset ve işadamlığı kimliği dışında nasıl vakit geçirir, hobileri nelerdir?

En önemli hobim, başta spor olmak üzere spordur. Halen Marmaris Masterler takımın kaptanıyım. Son olarak İzmir’de katıldığımız turnuvadan birinci olarak döndük. İyi bir de Beşiktaşlıyım. Kulübün kongre üyesiyim de. Bunun dışında balık avlamayı, dost muhabbetleri ve gezilerini severim.

-Röportajımızın sonunda son söz olarak neler söylemek istersiniz?

İnşallah, 1 Nisan 2014 tarihinde Marmaris’i özlenen birlik ve beraberlik içinde, huzur içinde, geleceğe ümitle bakan, büyük projeler yapan  bir kent haline getirmek için, için biz göreve talibiz. Marmaris halkının da teveccühüyle bu görevi alacağımıza inanıyorum. 

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2003 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0252 412 2141