• BIST 9524.59
  • Altın 2495.87
  • Dolar 32.5928
  • Euro 34.7115
  • Muğla 9 °C
  • İzmir 17 °C
  • Aydın 15 °C
  • İstanbul 12 °C
  • Ankara 13 °C

Ergenekon'da ilk raund başladı

Ergenekonda ilk raund başladı
Ergenekon Davasının ilk duruşma başladı.Ziyaretçi girişinde büyük izdiham yaşandı. Bu arada İşçi Partililer mahkeme önünde.

''Ergenekon'' soruşturması kapsamında haklarında dava açılan ve emekli Tuğgeneral Veli Küçük, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Cumhuriyet gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı İlhan Selçuk ve eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Yalçın Alemdaroğlu'nun da aralarında bulunduğu 46'sı tutuklu 86 sanığın yargılanmasına saat 10.25'de başlandı.
Davanın görüleceği duruşma salonunun bahçesine açılan ''ziyaretçi girişi'', saat


''Ergenekon'' davasının tutuklu
ve tutuksuz sanıkları, duruşma
salonundaki yerlerine geçti.
Önce tutuklu sanıklar, ardından
da tutuksuz sanıklar duruşma
salonundaki yerlerine alındı.
Bunun ardından salona sanık
avukatları davet edildi.
Bu sırada kapıda oluşan yığılma
nedeniyle tartışmalar yaşandı.
08.00 itibarıyla açıldı. Duruşmayı izleme hakkı bulunan basın mensupları, avukatlar ve bazı sanık yakınları, askerler tarafından ellerindeki listeden isimleri kontrol edilerek içeri alındı.

Bu bölümde, her basın kuruluşundan 2 görevliye, değişik renklerde hazırlanan ''duruşma giriş kartı'' ve ''duruşma binası giriş kartı'' verildi.

Giriş işlemleri sırasında gazetecilerin ses kayıt cihazları, diz üstü bilgisayarları, cep telefonları ve benzeri elektronik eşyası emanet bölümünde muhafaza altına alındı. Üst aramasından geçirilen basın mensupları, yanlarında sadece kalem ve not defterleri olacak şekilde içeri alındı.

ŞULE PERİNÇEK GELDİ

Bu arada, davanın tutuklu sanıklarından İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek'in eşi Şule Perinçek de davayı izlemek için yerleşkeye girdi.

Perinçek, basın mensuplarının soruları üzerine ''Siyasi bir davaya giriyorum. Ne göreceğimizi bilmiyoruz daha... Girdikten sonra netleşir'' dedi.

İŞÇİ PARTİLİLERDEN GÖSTERİ

İşçi Partisi (İP) ve Türkiye Gençlik Birligi (TGB) üyeleri ile ''Ergenekon'' davasının tutuklu sanıklarından emekli Tuğgeneral Veli Küçük'e destek olmak isteyen kişilerden oluşan bir grup, davanın görüleceği Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi önünde toplandı. Bu arada, yerleşke karşısında ellerinde ''Atam izindeyiz'' yazılı kaşkol ve şapka ile Türk bayrağı ve su satan seyyar satıcılar bulunması dikkati çekti.

25 CANLI YAYIN ARACI

Öte yandan, dava nedeniyle çeşitli basın kuruluşlarına ait yaklaşık 25 canlı yayın aracının yerleşke karşısında konuşlandığı görüldü.

GİZLİ TANIKLARA ÖZEL BÖLÜM

Toplam 280 kişinin alınacağı duruşma salonunda mahkeme heyeti, savcılar, avukatlar ve sanıklara 200, basın mensupları ve izleyicilere de 80 kişilik yer ayrıldı.

Duruşmada dinlenilecek "gizli tanıklar", salon bitişiğinde oluşturulan ve ses ile görüntülü kayıt sistemi de kurulan bir bölümde, kendisini sorgulayacak hakim ile bulunacak.

Salondaki diğer kişilerce tanınmaması için görüntüsü mozaiklenerek, sesi de değiştirilerek salona aktarılacak tanığa, mahkeme heyeti ve avukatlar da doğrudan soru yöneltebilecek.

İLK DURUŞMA

Duruşma görüntülerinin, salon yakınına kurulan bir LCD ekrandan basın mensupları ve izleyicilere canlı olarak aktarılacak davanın ilk oturumunda, 2455 sayfadan oluşan iddianame ya da bu iddianame yerine geçen belgeler okunacak.

SES VE GÖRÜNTÜ KAYDI YAPILACAK

Toplam 86 sanığın yargılanacağı davanın ilk oturumu, sanıkların ifadeleri bitene kadar her gün yapılacak. Kimlik tespitlerinin ardından ilk olarak tutuklular olmak üzere sanıkların ifadesi alınacak duruşmalarda, sanık sayısının çokluğu nedeniyle mağdurlar ve tanıklar daha sonra dinlenilecek.

Salona kurulan sistem sayesinde ses ve görüntü kaydı yapılacak olan duruşmada yaşananlar, daha sonra kağıda dökülecek.

BASINA 30 KİŞİLİK YER AYRILDI

Davaya bakacak mahkemenin, duruşmalarla ilgili 3 sayfalık talimat yazısına göre, basın mensupları için 30 kişilik yer ayrılan duruşma salonunda Anadolu Ajansı başta olmak üzere 6 haber ajansı duruşma süresince tüm gün boyunca birer muhabir bulundurabilecek.

Diğer basın kuruluşları temsilcilerinin de dönüşümlü olarak duruşma salonu ya da koridordaki ekrandan takip edebileceği duruşmayı izlemek içinbölgeye gelecek canlı yayın araçları, adliyenin bulunduğu cezaevi yerleşkesi girişindeki otoparka kadar alınacak.

Kendilerine verilen tanıtım kartları ile duruşma salonuna girecek basın mensupları, iki ayrı arama noktasından geçtikten sonra duruşma salonuna alınacak.

İDDİANAMEDEN

İstanbul Cumhuriyet Savcıları Zekeriya Öz, Nihat Taşkın ve Mehmet Ali Pekgüzel'in hazırladığı 450 klasörden oluşan 2455 sayfalık iddianamede, Danıştay 2. Dairesi üyesi Mustafa Yücel Özbilgin "maktul", Özbilgin dışında dönemin daire başkanı, şimdiki Danıştay Başkanı Mustafa Birden, üyeler Ayla Gönenç, Ayfer Özdemir ve Danıştay Tetkik Hakimi Ahmet Çobanoğlu da "mağdurlar" olarak sıralanıyor.

"İhbar eden" olarak da Şevki Yiğit'in adı geçen iddianamede, soruşturmanın 12 Haziran 2007'de Trabzon İl Jandarma Komutanlığı'nın 156 hattını gizli numaradan arayarak, isim ve kimliğini belirtmeyen bir kişinin telefon ihbarıyla başladığı, ihbardan yola çıkılarak Ümraniye'de bir gecekonduda 27 adetel bombası ele geçirildiği ve bazı kişilerin yakalandığı belirtiliyor.

Bu kişilerden bazılarının, başta Cumhuriyet gazetesine el bombası atılması ve Danıştay saldırısı olarak bilinen eylemler olmak üzere, daha önce meydana gelen bazı adli olay ve olay failleriyle bağlantılarının kurulması üzerine soruşturmanın genişletildiği ifade edilen iddianamede, soruşturmada, daha önce bir ceza davasına konu olmamış "Ergenekon" isimli terör örgütüne ulaşıldığı kaydediliyor.

İDDİANAMEDE ERGENEKON İSMİNDEN DOLAYI ÖZÜR DİLENİYOR

İddianamede, "Türk tarihine ait önemli bir kavram ve bilinen Türk destanının da adı olan Ergenekon ile terör örgütü kelimelerinin iddianamede yanyana getirilmesinin savcılığın tercihi olmadığı" vurgulanarak, ele geçen 'İstanbul 29 Ekim 1999 Ergenekon Analiz Yeni Yapılanma, Yönetim ve Geliştirme Projesi" isimli dokümandan ve soruşturma evrakı genelinden 'Ergenekon' terör örgütünün bu dokümanın yazım tarihi olan 1999'dan da öncesine dayanan, gizli örgütlü faaliyet içerisinde bulunduğunun, yönetici ve üyelerinin örgütü 'derin devlet' kabul edip dışa karşı da bu şekilde gösterdiklerinin anlaşıldığı ifade ediliyor.

Tuncay Güney'den ele geçirilen belgelere yer verilen iddianamede,gerçekleştirdiği eylemlere rağmen, örgütün deşifre edilmesinin daima engellendiği anlatılarak, Susurluk'taki trafik kazasının, örgütün kapılarını kısmen de olsa araladığı belirtiliyor.

ÖRGÜTÜN AMACI

İddianamede, "Örgütün yakın amacının, ülkede yönetim zafiyeti oluşturacak derecede eylemler yapıp, kamu düzenini bozacak kargaşa ortamı meydana getirmek, nihai amacının da oluşacak kargaşa ortamı ile yönetime karşı yapılacak hukuk dışı bir müdahalenin kamuoyunda kabulü ve haklılığını temin edip, hukukdışı bir müdahale ile yönetimi ele geçirmek olduğu tespit edilmiştir" deniliyor.

Devletin resmi kurumlarından alınan cevaplara göre yapılan değerlendirmede de "kendilerini 'derin devlet' olarak niteleyen 'Ergenekon' yapılanmasının, devletin hiçbir resmi kurumuyla irtibat ve alakasının bulunmadığı dile getiriliyor.

ÖRGÜTÜN YAPISI

İddianamede, sanıklar Cumhuriyet gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı İlhan Selçuk, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin, eski İstanbul Üniversitesi (İÜ) Rektörü Kemal Yalçın Alemdaroğlu ve Kuvayı Milliye Derneği Başkanı emekli Kurmay Albay Fikri Karadağ'ın "örgütün üst düzey sorumluları ve yöneticileri" oldukları belirtiliyor.

Ele geçirilen dokümandan örgütün, "Ergenekon Başkanlığı"na bağlı yurtiçi ve yurt dışı olmak üzere yapılandığı anlatılan iddianamede, dokümandan örgütünün yurt içi yapılanmasının "askeri yapılanma", "devlet kurumlarında yapılanma", "sivil yapılanma", "mafya yapılanması" ve "terör örgütü yapılanması" şeklinde beş ana bölümden oluştuğu, kurulan sivil toplum örgütlerindeki kişilere darbeden sonra çeşitli makam ve mevkiler vadedildiği kaydediliyor.

ERGENEKON'UN MEDYA ORGANLARI

İddianamede, örgüt üyelerinin Ulusal Kanal, Cumhuriyet gazetesi, Aydınlık Dergisi ve bağlı birleşik kuruluşlar ile diğer medya organları içerisinesızdırıldığı, mafyanın örgüt tarafından yönetilip kontrol altına alınması ve yurtdışındaki mafya örgütleriyle de entegrasyonunun sağlanmasının benimsendiği ifade ediliyor.

İddianamede, bu doğrultuda mevcut yapılanma içinde yer alan Sami Hoştan, Sedat Peker, Semih Tufan Gülaltay ve Osman Yıldırım gibi kişiler vasıtasıyla örgüte gelir temin edildiği anlatılarak, örgütün yurt dışı yapılanması konusunda örgüt dokümanında açık hükümler bulunduğu, sanıklar Veli Küçük, Sevgi Erenerol, Kemal Kerinçsiz, Kemal Yalçın Alemdaroğlu, Doğu Perinçek, Sedat Peker, Sami Hoştan ve Ferit İlsever'in yurt dışında örgütsel süreklilik arz edecek şekilde toplantılara katıldıklarının tespit edildiği ifade ediliyor.

TSK'YI DARBEYE TEŞVİK

İlhan Selçuk'un, "Ergenekon" üst yapılanmasında yer alan "Teori Tasarımı ve Planlama Dairesi Başkanlığı"na bağlı sivil bölümün başında olduğu, bu bölümü yönettiği ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ni (TSK) darbeye teşvik ettiğibelirtilen iddianamede, Kemal Alemdaroğlu'nun da Selçuk'un yardımcılığını yaptığı, aynı zamanda örgütün üniversite yapılanması içerisinde görev aldığı kaydediliyor.

İddianamede, aynı bölümde faaliyet gösteren ve Selçuk ile örgütsel faaliyetleri yürüttüğü anlatılan Perinçek'in de bunun yanında askeri yapılanma ile de irtibatlı bulunduğunun anlaşıldığı bildiriliyor.

"Ergenekon" ve lobi dokümanında ayrıca "köprü personelden" bahsedildiği anlatılan iddianamede, "Delillerden, Ergenekon gizli yapılanmasıile sivil unsurları oluşturan lobi yapılanması arasındaki ilişkiyi 'köprü personel' olarak şüpheliler Veli Küçük ve Muzaffer Tekin'in sağladığı anlaşılmıştır" ifadelerine yer veriliyor.

VELİ KÜÇÜK

Küçük'ün, örgütün deşifre edilen tüm sivil uzantılarıyla ilişkili olduğu vurgulanan iddianamede, şunlar kaydediliyor:

"Küçük'ün zaman zaman örgütün karargahı konumunda olan Türk Ortodoks Kilisesi'nde açık ve gizli toplantılar düzenlediği, örgütün gerçekleştirdiğibirçok toplumsal gösteri ve basın açıklamalarına katıldığı, alınan gizli tanık beyanlarından yakın tarihimizde ülkemizde ciddi kaos ve gerginlik oluşmasına neden olan birçok faili meçhul olayların planlayıcısı ve azmettiricisi olduğu, tüm bu eylem ve faaliyetlerini, etrafındaki mafya gruplarına ya da suikasttimlerine yaptırdığı, bu ilişkilerini de halen sürdürdüğü anlaşılmaktadır."

MUZAFFER TEKİN

İddianamede, Cumhuriyet gazetesinin bombalanması olayını bizzat emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin'in yaptırdığı ifade edilerek, dosyadaki tüm delillere birlikte bakıldığında, Tekin'in bu eylem kararı ve talimatlarını tek başına verebilmesinin mümkün olmadığı, diğer ilişkilerine bakıldığında Ergenekon terör örgütünün gizli yapılanması içerisinden gelen emir ve talimatları uyguladığının anlaşıldığı belirtiliyor.

İddianamede, "Ergenekon" örgütünün, terör örgütlerinin yok edilmesini değil, kontrol altına alınıp örgüt adına kullanılmasını benimsediği savunuluyor.

"Bu konuda Veli Küçük ve Ümit Oğuztan'tan çıkan 'Panzehir' isimli dokümanda, PKK'nın tamamen tasfiye edilmesi yerine, Abdullah Öcalan ile işbirliği yapılıp bizzat Ergenekon terör örgütü içerisinde bulunan kendilerince genç subay olarak tabir ettikleri, muhtemelen örgüt adına çeşitli askeri kurumlara sızmış örgüt üyelerinin PKK'nın üst düzey yönetici kadrolarının yerlerine getirilmesinin öngörüldüğü ifade edilen iddianamede, dosyadaki delillerden Doğu Perinçek, Ferit İlsever ve Hayati Özcan'ın PKK kamplarında terör örgütünün elebaşı Abdullah Öcalan'la birçok fotoğrafının bulunduğuna işaret ediliyor.

Sanıkların DHKP/C ve Hizbullah terör örgütleriyle doğrudan bağlantılarının bulunduğu kaydedilen iddianamede, delillerin incelemelerinde, tüm şüphelilerin Ergenekon yapılanması altında değişik isim ve faaliyetlerle belirtilen kurum, dernek ve platformlar ile medyakuruluşlarında örgüt adına faaliyetlerde bulunduğu kaydediliyor.

SUİKAST PLANLARI

Örgütün gerçekleştirmeyi planladığı eylemlere de değinilen iddianamede, İP Genel Merkezi'ndeki aramada çok sayıda CD bulunduğu, bunlardan birinde, Kara Kuvvetleri Komutanı olduğu dönemde emekli Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın İzmir ve Balıkesir'de yapacağı ziyaretler sırasındaki koruma planının yer aldığının anlaşıldığı kaydediliyor.

İddianamede, bu konunun sorulduğu Doğu Perinçek'in şüpheli cevapları, aynı yerden ele geçirilen Yargıtay krokileri ve İzmir NATO Karargahı krokileriyle birlikte değerlendirildiğinde, Orgeneral Büyükanıt'a yönelik kötü amaçlı eylem veplanlar yapılmış olabileceğinin düşünüldüğü belirtiliyor.

Ayrıca, şüpheliler arasındaki telefon görüşmeleri ve ifade içeriklerinden, örgütün Kuvayı Milliye Derneği'ndeki yapılanmasının, Orhan Pamuk, Fehmi Koru, Ahmet Türk, Osman Baydemir veya Sebahat Tuncel'in öldürülmesi konusunda plan yaptığının sabit olduğu ve gerçekleşmesi halinde terör eylemi niteliğinde bulunacağı anlatılıyor.

Cumhuriyet gazetesinin bombalanması ve Danıştay olayı faillerinin aynı şahıslar olduğunun anlaşıldığı ifade edilen iddianamede, sanıkların işlediği öne sürülen suçlara yer veriliyor. Devlete ait çok gizli belgelerin ele geçmesi ile suikast planlarına yerverilen iddianamede, Ankara'da bulunan Kuvva-i Milliye Derneğinin Genel Merkezi'ndeki aramada elde edilen şüpheli Bekir Öztürk'e ait dizüstü bilgisayarda kayıtlı dosyada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan veya AK Parti'den herhangi birinin Cumhurbaşkanı olması durumundaki simülasyona ulaşıldığı anlatılıyor.

Bu simülasyona göre, şok suikastlar olarak Fener Rum Patriği Bartholomeos'un, Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob Mutafyan'ın ve iş adamı İshak Alaton'un öldürülmesi konularını içeren Fuat Ermiş Sesar imzalı belgenin bulunduğu, bununda son zamanlarda meydana gelen farklı dinlere mensup kişilerin öldürülmesi olayları ile doğrudan irtibatlı ve hedef gösterici yazı olması sebebiyle, yazıyıhazırlayan şahısların tespit edildiği belirtiliyor.

ÖRGÜTÜN EYLEMLERİ

İddianamede, "Ergenekon terör örgütü"nün gerçekleştirdiği belirtilen eylemler şöyle sıralanıyor:

-Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ıskata teşebbüs,
-Darbe ortamı hazırlamak amacıyla halkı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı silahlı isyana tahrik,
-Mayıs 2006'da Şişli'de bulunan Cumhuriyet gazetesi merkezine el bombası atılması,
-10 Mayıs 2006'da Şişli'deki Cumhuriyet gazetesine el bombası ile ikinci saldırının gerçekleştirilmesi,
-11 Mayıs 2006'da Cumhuriyet gazetesine el bombası atılmak suretiyle üçüncü saldırının gerçekleştirilmesi,
-17 Mayıs 2006 günü Danıştay 2. Dairesi'ne yönelik gerçekleştirilensilahlı saldırı sonucu Danıştay üyesi Mustafa Yücel Özbilgin'in öldürülmesi ve 2 üyenin yaralanması,
-13 Haziran 2007 günü İstanbul-Ümraniye ilçesinde bir adrese düzenlenen operasyonda 27 adet el bombası ele geçirilmesi,
-25 Haziran 2007'de Eskişehir'de emekli Yüzbaşı Fikret Emek'ten 12 adet el bombası, 2 adet uzun namlulu silah, 11 kilogram C3 patlayıcı madde, 11kilogram TNT patlayıcı madde, 2 adet ruhsatsız silah ve bol miktarda dokümanın ele geçirilmesi,
-Devlete ait gizli bilgi ve belgelerin ele geçirilip amacı dışında kullanılması,
-Kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine,hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydetme eylemleri,
-Silahlanma, ruhsatsız silah bulundurma ve taşıma eylemleri.

ÖRGÜTÜN GELİRİ

"Ergenekon" terör örgütünün "silahlı bir örgüt" olduğu ifade edilen iddianamenin "Örgütlenme Eylem ve Faaliyet Alanları" başlıklı bölümünde, örgüte gelir getirici illegal faaliyetler, "mafyanın kontrol altına alınması,uyuşturucu ticaretinin kontrol altına alınması, kamu ve hazine arazilerinin illegal olarak satılması, bankalardan hackerler yoluyla para çalma, kimyasal silah üretim ve ticareti, hava kargo ticareti (kara para aklamak için), dini içerikli naylon vakıflar kurulması, naylon şirketler kurulması, insan kaçakçılığı ticareti ve sivil toplum kuruluşlan vasıtasıyla yardım toplama" olarak sıralanıyor.

SONUÇ: ÖRGÜT HÜKÜMETİ DEVİRMEYE ELVERİŞLİ

İddianamenin sonuç bölümünde, dosyadaki tüm delillerin değerlendirilmesi sonucu "Ergenekon terör örgütü"nün birçok alanda örgütlenmesini tamamladığı belirtiliyor.

Bu örgütün amacına ulaşabilmek için Danıştay saldırısı benzeri birçok suikastı da planladıklarının, ele geçirilen belgeler, iletişim tespit tutanakları, bir kısım şüpheli ve tanık beyanlarından anlaşıldığı kaydedilen iddianamede, şöyle deniliyor:

"Ergenekon terör örgütünün bu tür eylemler için sabıkalı ve suça meyilli insanları Kuvayı Milliye Derneklerine üye yaptırdığı, bu tür insanları derneklerde toplayıp çeşitli rütbeler ve sözde askeri görevler verdiği, basın yayın kuruluşlarını, mafyayı ve terör örgütlerini kontrol altına almaya çalıştığı belirlenmiştir.

Sivil toplum kuruluşların üst düzey yönetimlerinde örgütlenerek bu kuruluşları amaçları doğrultusunda sevk ve idare etmeleri, medya, mafya ve terör örgütleri üzerindeki etkileri dikkate alındığında, anılan örgütün her yönüylehükümetleri devirip yönetimi ele geçirmeye elverişli olanaklara sahip oldukları anlaşılmıştır."

AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS

İddianamede, tutuklu sanık emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün, "kişiyi yerine getirdiği kamu görevinden dolayı tasarlayarak öldürmeye azmettirmek" ve"cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçlarından 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi isteniyor.

"Kişiyi yerine getirdiği kamu görevinden dolayı tasarlayarak öldürmeye teşebbüse azmettirmek" suçundan 4 mağdur için ayrı ayrı cezalandırılması istenen Küçük'ün bu suça ilişkin toplam 52 ile 80 yıl arasında hapsi öngörülüyor.

Küçük'ün diğer suçlamalarla ilgili olarak da 194 ile 435 yıl arasında hapsi talep edilen iddianamede, tutuklu sanık Doğu Perinçek'in de "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veyagörevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçundan
ağırlaştırılmış müebbet hapsi talep ediliyor.

Perinçek'in TCK'nın 220. maddesinde yer alan "Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarakcezalandırılır" hükmü uyarınca "Kişiyi yerine getirdiği kamu görevinden dolayı tasarlayarak öldürmek" suçundan da ağırlaştırılmış müebbet hapsi istenen iddianamede, Perinçek'in diğer suçlamalara ilişkin de 192 ile 417 yıl arasında hapse çarptırılması talep ediliyor.

İddianamede, Küçük ile Perinçek'e ilişkin sevk maddeleri arasında Kültürve Tabiat Varlıkları Koruma Kanunu'nun 73. maddesi ile Telsiz Kanunu'nun 32.ma ddesinin de bulunması dikkat çekiyor.

İLHAN SELÇUK VE DİĞERLERİ

Diğer sanıklardan tutuksuz yargılanan Cumhuriyet gazetesi İmtiyaz sahibive başyazarı İlhan Selçuk ile tutuklu sanık Kuvayı Milliye Derneği Başkanı emekli Kurmay Albay Mehmet Fikri Karadağ'ın da "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapsi talep ediliyor.

İddianamede, Selçuk ve Karadağ ile tutuksuz sanık eski İÜ Rektörü Kemal Yalçın Alemdaroğlu ve tutuklu Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın Sözcüsü Sevgi Erenerol'un da TCK'nın 220. maddesinde yer alan "örgüt yöneticileri, örgütünf aaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır" hükmü uyarınca "kişiyi yerine getirdiği kamu görevinden dolayı tasarlayarak öldürmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapsi isteniyor.

Tutuklu sanık emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin'in "kişiyi yerine getirdiği kamu görevinden dolayı tasarlayarak öldürmeye azmettirmek" ve "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevleriniyapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçlarından 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi istenen iddianamede, bu sanıkların diğer suçlamalara ilişkin olarak da 217 ile 500 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırılmaları talebinde bulunuluyor.

İddianamede, yine tutuklu olan avukat Kemal Kerinçsiz'in de aralarında bulunduğu diğer 79 sanığın ise değişik suçlamalardan 1 ile 74 yıl arasındadeğişen hapsi isteniyor.

Bir kısım şüpheliler hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği belirtilen iddianamenin sonunda, bir kısım şüpheliler hakkındaki evrakın da ayrıldığı belirtiliyor.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2003 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0252 412 2141