Çözüm için hep birlikte hareket etmek zorundayız

İşte, muhabir arkadaşımız Ahmet Irmak'ın fotoğrafladığı sohbet sırasında Temel Irmak'ın soruları, Başkan Acar'ın yanıtları:


Temel Irmak: Geçtiğimiz hafta Marmaris'le ilgili ulusal basında en geniş yeri edinen ve sizinle Sayın Kaymakam arasında yaşandığı iddia edilen “söz düello”su hakkında neler söyleyeceksiniz? Geçekten internette yer alan haberlerde dendiği gibi Sayın Polat'la kapıştınız mı?
Ali Acar: “Söz konusu toplantıda herkes düşüncelerini dile getirdi. Söz düellosu yaşanmadı. Herkes konuşmalıdır. Çünkü sıkıntıların artık son bulması gerekir. Toplantılardan sonuç çıkmalıdır. Bunun için de birlikte, uzlaşı içinde çalışmak zorundayız. Biz bu inançtayız. Bu sebeple kimseyle kavgalı olmamız söz konusu değildir. Ama şu da bir gerçektir, Marmaris'in geleceği için birlik ve beraberlik içerisinde olmanın, herkesin, her kesimin üzerine düşen görevi yerine getirmesi mutlak gereklidir. Umarım, daha geniş bir katılımın olacağı önümüzdeki toplantıda, sorunlarımızı ve bunların çözümlerini uzun uzun konuşacağız.”

Temel Irmak: Geçtiğimiz hafta ortasında çıkan bir haber de kafalarda soru işareti bıraktı. “Marmaris İmar Planı iptal oldu' yönünde haberler yayımlandı. Doğru mu gerçekten plan iptal oldu mu? Bundan sonra yaşanacak süreç nedir?

Ali Acar: “Plan iptal olmadı, Danıştay 6. Dairesi ' bir nevi yürütmeyi durdurma' anlamına gelen iptal kararı verdi. Bizim de itirazlarımız olmuştu. Ama bizim itirazlarımız, planın tamamına değil, kamunun değil kişisel çıkarlara hizmet ettiğini düşündüğümüz bölümlerine itiraz etmiştik. Bu ve diğer itirazları incelemek amacıyla geçen Temmuz ayında bilirkişiler, Marmaris'e geldi. Keşif heyeti, aralarında bizimkilerin de bulunduğu itirazları yerinde inceledi. Neticede, Danıştay 6. Dairesi, 3'e 2, imar ve revizyon planının tamamına iptal kararı verdi. Ama tekrar ediyorum, bu durum, planın kesinlikle iptal oldu anlamına gelmez. Bir nevi yürütmeyi durdurma kararıdır. Nasıl bizim yıkım kararı aldığımız binalarda, mahkeme yürütmeyi durdurma kararı alıyor, inceledikten sonra da 'devam edin' diyor bu durum da benzeri bir durum. Danıştay'a durumun ne olduğunu belirtir bir raporla başvuracağız. Planın esas sorumlusu olan Turizm Bakanlığı da savunmasını yazıp, yakın zamanda Danıştay'a itirazda bulunacak. Bunu kısa zamanda çözeriz. Büyütülecek bir durum değil. Danıştay, başvurumuzu ve Bakanlığın itirazını değerlendirip karını değiştirecektir diye düşünüyorum.”


Temel Irmak: Uzun Yalı'daki diskoların bu sezon açılıp açılmayacağı konusunda uzun zamandır farklı şeyler konuşuluyor. Bu duruma da bir açıklık getirebilir misiniz?

Ali Acar: “Uzun Yalı turistik tesis alanıdır. Dolayısıyla burada disko söz konusu olamaz. Valilikçe düzenlenen Çevre Koordinasyon Kurulu'nda, turistik tesis alanlarında müzik kapatma saatleri 23.30 olarak belirlendi. Valilik de bu konuda belediyelere yetki verdi. Bu yetkiyi de kullanarak, artık burada gürültülü müziğe, yani diskolara izin vermeyeceğiz. Vatandaş bu konuda mahkemeye gider de, farklı bir kararı bize getirirse, yargının kararı neyse onu uygularız. Ama genel hatlarıyla, biz belediye olarak, turistik tesis alanında yüksek sesli müziğe karşıyız.”

Temel Irmak: Areena diskonun mühürlenmesinin ve mühürlerin sökülmesinin nedeni nedir?:
Ali Acar:“Söz konusu yerin işletmecileri, Anıtlar Kurulu'na, talep edilen, proje tadilatını yapıldığı yönündeki projeyi sunmadığı için mühürlendi. Konunun karar mercii Anıtlar Kurulu'dur. Biz burada, takipçi, denetleyici ve uygulayıcıyız. Ama mühür fekti, sökülerek ticari faaliyete devam edilmesi Marmaris'te moda olmuş. Onlar da bu modaya uyuyorlar. Pamuk ipliğine bağlı mühürler, hep böyle sökülürse, o zaman kimse ruhsat almasın, kimseye ruhsat vermeyelim. Bakın Marmaris'te 15-20 kez mühür fekti yapan işyeri biliyorum. Burada ruhsatsız oteller de var. Düşünsenize içinde onca turisti konuk eden ruhsatsız bir otelde, Allah korusun deprem, kavga, yangın gibi olaylardan sonra ortaya çıkacak sonucun faturası, vebali nasıl ödenir. Biz bu tür olumsuzlukların yaşanmaması için üzerimize düşen görevi yapıyoruz. Tüm kurumların da üzerine düşeni yapıp, bu konuda en kısa sürede hassasiyetini göstermesi gerekir.”